4 Eylül 2012 Salı

Geçenlerde...






   Nereye giderseniz gidin bunu fark edersiniz. Dünya üzerinde büyük bir tüketim çılgınlığı var. Sonu gelmez. Gelirse yaşam kalmaz...Üretimden çok tüketime odaklı bir yapımız var. En azından benim  dünyamdan gördüğüm kadar. Doğal da böyle olması.İnsan hep olsun ister dahası. Ama üretime gelince hareket etmez parmakları, düşünceleri, kalbi...Nereden baksanız ilişkilerde de var bu. Duygu tüketimi.Sanıyoruz ki elimizdeki duyguyu harcayınca üretecek birileri bulunur. Sanıyoruz ki doğru yolu budur ve sevgi bitmez tükenmez bir sudur. Hata. Yanlış. İnanılmaz bir yok oluş bu.Arkanıza bir dönüp bakın.Hangi harcadığınız sevgi size geri döndü eskisi gibi, heyecanlı halde yani.Zor. İlişki durumları gariptir.Farkındaysanız aşk demiyorum çünkü aşk iki taraflı bir durum olmaya da bilir.Ama ulaşılan bir ilişkiyi sürdürebiliyor olmak, bir yandan elinizde onu tutarken bir yandan üzerine aynı kişi için duygularınızı sergiliyor olmak kolay değildir.Sevgilinizle elli kez sinemaya gitmişseniz elli birincide de aynı heyecanı duymak, akşam olsa da onu görsem diye belki de bininci kez düşünmek , hatta bunları saymadan yapabilmek kolay değildir.'İyi geceler' mesajlarından tutun da 'Görüşürüz.' diyebilmek, yani gerçekten görüşeceğinizi bile bile hala onun yüzüne içtenlikle gülebilmek de duygu ister.Özveri.Sevgi.Yani çıktığınız adalar yolculuğunda ikili bisikleti kullanabilmek gibi bir şey bu .Elbet sarf edilen efor birebir aynı olamayacak ama birisi yorulunca diğeriyle yer değiştirilecek.
   Geçenlerde kalbim acıyor sandım, durdum, bir nefes aldım, sanırım saklayabilirim dedim ve yoluma devam ettim ben.Evet ettim çünkü yolun sonuna olmasa da daha yenileriyle karşılaşacağını bildiğim bir yol ayrımına geldim.Doğrusunu söylemek gerekirse, kendimle de yüzleşmedim değil.. Bir arkadaşla yaptığımız bir sohbet sırasında yalnızlık hakkında düşünceler türettik türettik durduk ama en sonunda geldiğimiz nokta da yine sade ,kısa öz ve doğru bir cevap bulduk.Hepimiz yalnızız.Bir dakika bile boş kalmasak, uyurken başkalarıyla uyusak, gezerken dört beş kişi olsak hatta içerken bile kalabalık bir ortam oluştursak da yine de yalnız yapıyoruz tüm bunları. Çünkü daha bilemiyoruz hayatı, bir dakika sonra nelerin olacağını, bize kimlerin iyilik yapıp kimlerin sırtımızdan vuracağını.
   Geçenlerde yalnız kaldığımı fark ettim yine, yeniden. Keşke bana değen yalnızlık karşımdakilere de değecekmiş kadar etkileyebilseydi ruhum onları dedim.('Onlar' derken elbette var bir kaç insan çevremde, sizin de vardı çevrenizde, hatta onlar dediklerimin çevrelerinde.Uzatmayalım,tümüne birden onlar diyelim işte.)
   Geçenlerde kendimi çoktan unuttuğumu sandım..Panikledim...Başkalarının aynada gördüğüm kızı bana anlatmasına gerek yoktu .Endişelendim.Artık ne dinlerim başka bir ağzı, ne inanırım başka bir düşünceye, ne de kendimi bırakırım.Unuttum nasıl biriyim ama yine tanırım, başarırım.
   Geçenlerde bir çok şeyi yapmak ve söylemek için geç kaldığımı düşündüm.Hani bazı şarkılar vardır siz hiç duymamışsınızdır ama bazıları o şarkıları yıllardır dinliyordur.Geç kaldığınızı sanırsınız ya radyoyu açmak için.Yapmayın, öyle sanmayın, bu haksızlık olurdu o şarkılara inanın.Belki yaşınız kadar geç kaldınız yapmayı düşündüğünüz, hayal ettiğiniz, konuşmak veya susmak istediğiniz şeyler için ama bir o kadar zamanınız daha olduğunu hatırlayın. Mesela saat öğlen  12 de uyandığınızda 'eyvah gene tüm günü yedim' diye hayıflanacağınıza geri kalan 12 saati verimli kullanın.
   Geçenlerde bir arkadaşım yazılarımı okuyup yorum yaptı. 'Yalnız fazla karanlık yazıların ya, gece gece sıkıntı yarattı.' Gayriihtiyari dedim ki 'İçimdeki sıkıntıları oraya döküyorum ki size neşeli yanım kalsın ' Hoşuna gitti cevabım ...Söylediklerimi biraz da olsa düşünüp beni anlamaya çalışan insanlara saygım sonsuz olduğundan , yani ben bir filozof olmadığımdan ve insanlardan eleştiri umduğumdan ,ben de burada paylaştım.
   İşte geçenlerde uyuyorum, bir rüya gördüm, o baloncu amcadan tüm balonları aldığım.Böyle 15-20 tane balonu elimde tutunca hooopp bir anda havalara uçtuğum, bulutlara dokunduğum, sonra dünyaya bir de başka türlü baktığım bir rüya...Savaşlar, ölümler , aşklar, entrikalar, hain planlar, mutlu gülen suratlar, mutsuz olan insanlar, okumaya çalışan çocuklar , kandırılan toplumlar ve daha bir çok şey görüp tanık oldum...Doğrusu tahminlerim vardı bu konu hakkında ama  aynı dakikada birileri yaşamını yitirirken birilerinin anlamsız hesaplaşmalar için birbirine girdiğini görünce , ben de bir garip oldum, fazlasıyla soğudum...

                                                                                                          Yağmur ŞİMŞEK




1 yorum:

  1. Keyifle okudum, devamını getirmeniz dileğiyle :)

    YanıtlaSil