9 Ocak 2013 Çarşamba

Garip

     Dinleyin,  güzel gelir ( http://www.youtube.com/watch?v=tWjNFC-FinU ) bu bitince bir de bunu dinşeyin:)  ( http://www.youtube.com/watch?v=gheYf9kvBRw )

   Gün geçmiyor ki kafam karışmasın, şimdiye kadar hiç denk gelmediğim bahaneler duymayayım, gerilmeyeyim, kendimi ve karşımdakini sorgulamayayım, anlam aramaya çalışmayayım.....Zar zor uzatabildiğim saçlarım kısalsın ki yalan söylemiyorum, ben sabitim, aynı Yağmur'um ama Dünya çok hızlı değişiyor.Şaşırıyorum.Dünyam şaşıyor.Düşünmek istemiyorum ama aklım, mantığım hatta mantıksızlığım bile bunu anlayamıyor. Nasıl olur ki böyle bir şey? Bildiğiniz bir şarkının tüm sözlerinin dğiştirildiğini, müzikteki duygunun aynı ama şarkının anlamının kaydığını  düşünün.Bir anda dinlerken ben bu şarkıyı bir yerden hatırlıyorum ama sözleri böyle değildi dersiniz ya öyle...Veya izlediğiniz karakterlere yanlış dublajlar yapıldığını veya yabancı bir filmin alt yazısının daha yavaş gittiğini farkettiğinizi düşünün.Zaten tam anlamıyla anlıyor olabilseydiniz alt yazılısını izlemezdiniz, bunu bir de karşınızdakine anlatamadığınızı düşünün.Yani izlediğiniz bir filmi niye bir daha izleyesiniz ki bunu anlatmaya çalışın ona.Olabilirse böyle bir şey tabi.O gerekli gereksiz tüm saçmalık ayrıntılarını, özenle işlerken eldiveninize, eldiveninizi çıkartamadığınızı düşünün.Öyle bir haldeyim işte. Çıkartırsam o eldiveni üşürüm.Çıkartırsam, yani reddedersem bu bahaneleri çıplak kalır ellerim.Öyle bir ruh halindeyim.
<Bu arada bir kitaba başladım bugün. 'NİLGÜN- İki Türk'ün Ölümü' (Sıtkı Uluç) Etkilendim.Etkilenmeye de devam ediyorum.Gerçek, duygusal, şaşirtıcı, kimi zaman iç karartıcı, bazen gülümsetici, bazen de düşündürücü bir hayat hikayesi.Sorgulatıyor kendi gerçeğinizi, yaptıklarınızı, yapacaklarınızı, hayallerinizi ve duygularınızı.>
     Yazdıklarımı okuyan bir tanıdığımla aramızda geçen bir diyalog var yakın zamanda; 
-Sen ne yazacağına önceden mi karar veriyorsun ? Spontane gelişmiyor mu ?
-Yani bazen bir yerde otururken aklıma bi cümle geliyorsa not alıyorum sonra o cümleden yola çıkıyorum , bazen de spontane gelişiyor.           
-O zaman bazen bir yerlerde otururken genel olarak karamsar oluyorsun ya da oturduğun yerler karamsar bölgeler diye düşünüyorum..                 
-Niye yazdıklarımı sadece benim yaşadığım veya benim düşündüğüm şeyler olarak algılıyorsun ki?(tabi sinirli değilim burada :))Diğer yazarları düşün mesela?(Yani haşaa ben bir yazar değilim daha kırk fırın ekmek,  hatta üzerine nutella filan sürmek, iyice süsleyip zenginleştirmek, bir güzel yemek, kendimizi geliştirmek lazım;)Elbette bilinçaltlarından birşeyler katıyorlardır ama başka hikayeleri dinledikçe onları da yazarlar.Ben çok yapıyorum bunu.(Demem o ki başka insanlarda da bulurum cümlelerimi ve ilham perilerimi bazen, onları da yazarım kendimle bütünleştiririm sonra.)
 Böyle devam etti sonra konuşma, daha fazla kendilerimin dışındaki cümleleri paylaşmayayım da kızmasınlar sonra bana:)Eleştiri yapmasını bilen ve verdiğin yanıtı anlamak için çaba sarf eden insanlar hala var mesela. Bunu bilmek, görmek, deneyimlemek gerçekten güzel.
Gelelim yine bugünkü gün geçmiyor ki garip bir durum yaşamayayım olayıma. Hakikatten ya gün geçmiyor ki huzursuz olmayayım.Kale alınmadığımı hissetmeyeyim(Bu benimle değil beni kale aldığını göstermeyen tarafla ilgilidir her zaman.Yani bazı iki üç tane kişisel gelişim kitabı okuduktan sonra kendini psikolog zanneden analizcilerim varsa şimdi ya da oluşacaksa üç-beş dakika içerisinde şimdiden söyleyeyim dedim,kendimle ilgili problemim yok, eksik olursam, geliştiriyorum eksik tarafımı ve bunu da bir olumsuzluk olarak görmüyorum, güvenim tam yani kendime ne demiş büyüklerimiz ben bana güveniyorum ama etraftakilere güvenmiyorum;))Her neyse ....Bugün de biter 3-4 saate.Uyku saatime o kadarcık kaldı. Soğuk bir su içtim bugünkü düşüncelerim üzerine.Zaten soğuktu içim, biraz daha buzlandı.Çözülür belki yarına, karlı yollar bile çamurlandı...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder