10 Şubat 2013 Pazar

Çikolata Kadın



     Çikolata Kadın kendine özgü bir karakterdi. Farklı bir stili vardı.Onu tatmayı herkes istemezdi ya da herkes buna cesaret edemezdi diyelim.Gururluydu, kararlıydı ve kimsenin boyunduruğu altına girmeyi aklından bile geçirmezdi.Dünya’da kalan tek bitter olduğunun farkındaydı son zamanlarda.Bu zaten fazla olan özgüvenini büyük bir egoyla tamamlamasına sebep oldu.Diğer sütlü çikolata olan kadınlara yüksekten bakıyor, sütsüzlerin hiçbir şey olduğunu düşünüyor kendinin de ortada bulunan tek bitter olduğunu her gördüğüne vurgulayıp duruyordu.Çikolata üreticileri bir süre sonra , belli bir kesimin çikolata yemeyi bıraktığını fark etti.Bitter çikolata herkes tarafından sevilen bir tür değildi evet ama onun da müdavimleri vardı ve eksiklikleri bu pazarda hemen fark edilmişti.(Hiçbir zaman yenmese viskiyle iyi gidiyordu bitter).Fakat ortada bir terslik de boy göstermişti.Bitter çikolatanın tarifi  bir şekilde yok edilmişti.Akıllarına ilk etapta son kalan  bitter olduğu için direk  Çikolata Kadın olarak anılan şu özgüveni yüksek, ve itibarını kaybetmemek için her şeyi yapabilecek olan çikolatanın gelmesi tesadüf değildi.

(Gerçekten  Çikolata Kadın kendisi tek olsun diye diğer bitterler bittiği anda bütün tarifleri yok etmiş olabilir miydi?Hani sırf evrende bilinen tek bitter olabilmek için bu muhteşem tarifi, insanlıktan hor görmüş olabilir miydi? Öyle veya değil ama eğer bunu yaptıysa unuttuğu bir şey vardı…Çikolata üreticileri ellerinde bir örnek olduğu an bunun formülünü çıkaramayacak kadar yeteneksiz üreticiler değillerdi ve o anda ellerindeki tek örnek Çikolata Kadın idi.Peki bu zeki, kibirli, yüksekteki Çikolata Kadın gerçekten bunu düşünmemiş miydi?Bir insan kendi hayatı pahasına da olsa tek olabilmek için her şeyi yapabilir miydi?)

 

Akıllarına Çikolata Kadın’ın gelmesiyle üreticiler onun kimde olduğunu araştırmaya başladılar.Aramadıkları market, bakmadıkları  havaalanı (çünkü free shop’larda da olabilirdi), çocuk bahçeleri, anne çantaları, viski müdavimleri, ofisler, şirketler, sokaklar kalmadı.Her yerde kırmızı alarmlar verildi.Çöplerin içlerine bakıldı,dışları da atlanmadı.Ne yalan söyleyeyim o zamanın koşullar  tüm  hastanelere gidilip insanların mideleri bile arandı.Yok.Yok.Yok...Kolay değildir elbette Dünya’da kalan tek şeyi bulmak ama altı üstü bir çikolataydı hangi cehenneme gitmiş olabilirdi ki?Dünya içerisinde binlerce üretici vardı ve bu yol uğruna hepsi savaşmaktaydı çünkü o formül herkesin çıkarı için lazımdı. Bu süreçte bir çok üretici vazgeçti bitterin formülüne lazım olan Çikolata Kadın’ı aramaktan çünkü her nerede saklanıyorsa emin ellerde olmalıydı ve üreticiler bitteri üretmezlerse bu zamanla toplumda kabullenilir ve belki de unutulur giderdi. Bu düşünceye sahip olanlar yoldan çekildi.Diğerleri pes etmedi aramaya devam etti.Zaten bitter güçlülerin ve sertlerin yolundan vazgeçmeyeceği bir şeydi.İşte ben buralarda bir yerlerde hikayeyi takip etmeyi bırakmak zorunda kaldım çünkü yapmam gereken başka işler de vardı ve bitterin bulunması,  kahve-viski-bitter uyumuyla hayatımı kolaylaştıracak ve bana lezzet katacak olsa da ,  patronum işleri halletmediğimi gördüğü anda bu macera beni  kurtarmayacaktı.

      Ben dikkatli olun derim, karşınıza her an bir bitter çıkabilir ve  Dünya’da tek kalmış olabilir.Siz onu gözden kaçıracak olursanız bu binlerce çikolata üreticisinin milyonlarına mal olabilir lakin daha da önemlisi sizin tadınız kaçabilirJ

        Hey durun bir dakika…Yoksa şu..Aaa olamaz… Ya da olabilir mi? Ama onu oraya..Ben ..Yok hayır ben koymadım.. Peki ya o nasıl? Nasıl geldi buraya? Kim koydu. .. E bir bitter çikolata yürüyemeyeceğine göre  elbet biri koydu. Tanrım neler düşünüyorum ben öyle. Off çok güzel görünüyor…Ama yok yememeliyim.Ya o Çikolata Kadın ise?Ya onu yersem ve bir daha bitter üretilmezse. Ne yapmalıyım şimdi? Gidip kendi ellerimle onu teslim edip sırf formül çıkarılsın diye yok oluşunu mu izlemeliyim o bu kadar savaşmışken hayatta kalmak için.  Anlamıyorum, neden ben…Hayır yani evet , ben hep bir bitterciydim ama neden şimdi ve neden böyle bir durumda?Keşke geri üniversiteye dönüp vaka raporları  için kararlar veriyor olsaydım, kağıt üstünde olan, hayata mal olmayan…Ya şimdi ne yapacağım.O orada arkası dönük benim farkımda değilken  nasıl yaparım da sırtından vurup onu  ele veririm?

Ya da ele vermeyip nasıl tarifi ona anlattırırım?

Ele vermeyip ona tarifi anlattırmalıyım, işte bu! Onunla konuşmalıyım.

1 koskocaman yıl sonra…

Bitter seven zeki insan Çikolata Kadın’dan o tarifi almayı başardıktan sonra bu tarifi üreticilere satmaya karar verecekti.Her satıştan kazandığı paylarla kendine yeni bir şirket açacaktı.Çikolata Kadın’ı himayesine alacaktı ve bitter çikolatanın geri dönüş günü ve aynı zamanda Çikolata Kadın’a duyulan saygının(ki bu Çikolata Kadın’ın tek istediği şeydi ve zaten bunun için anlaşmayı kabul edecekti) bir göstergesi olarak  her yıl aynı zamanda (tarihler önemlidir bazen spesifik tarihi bilinmese de, burada önemli olan  1730 lu  yıllara dayanan çikolatanın üretilişi değil ,bitterin kısa süreli kayboluşundan sonra esrarengiz bir biçimde  geri dönüşüydü ve bu tarih tam olarak 5 Ekim 1991 senesine dayanmaktaydı .
Not:Bu tarihin, bu hikayenin yazarının doğum tarihiyle uyuşmasıyla Çikolata Kadın’ın gerçekten hiçbir ilgisinin bulunmadığını bütün samimiyetimle belirtmek isterim.:) ) kutlanacaktı .Hiç kimse Çikolata Kadın’ı bir gün birisinin yok etmeye cesaret edip etmeyeceğini bilmiyordu fakat bilinen tek şey vardı ki Çikolata Kadın değerini ispatlamıştı hem de ispatlamasına lüzum olmadığı halde çikolata severlere ve üretenlere bu ispatı altın tepsilerde sunmuştu.Muhatap olduğu ve  saygı duyduğu en önemli kişiyse onu bulduğu anda ele vermeyi düşünmeyip onunla birlik olmayı kabul eden, onun değerine ve lezzetine inanan, ona güvenen bitter sever olan karakterdi.İkisi de farklılılardı ve bu fark onları bir araya getirmişti.
E daha başka ne isterlerdi ki…

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder