Çikolata
Kadın kendine özgü bir karakterdi. Farklı bir stili vardı.Onu tatmayı herkes
istemezdi ya da herkes buna cesaret edemezdi diyelim.Gururluydu, kararlıydı ve
kimsenin boyunduruğu altına girmeyi aklından bile geçirmezdi.Dünya’da kalan tek
bitter olduğunun farkındaydı son zamanlarda.Bu zaten fazla olan özgüvenini büyük
bir egoyla tamamlamasına sebep oldu.Diğer sütlü çikolata olan kadınlara yüksekten bakıyor,
sütsüzlerin hiçbir şey olduğunu düşünüyor kendinin de ortada bulunan tek bitter
olduğunu her gördüğüne vurgulayıp duruyordu.Çikolata üreticileri bir süre sonra
, belli bir kesimin çikolata yemeyi bıraktığını fark etti.Bitter çikolata
herkes tarafından sevilen bir tür değildi evet ama onun da müdavimleri vardı ve
eksiklikleri bu pazarda hemen fark edilmişti.(Hiçbir zaman yenmese viskiyle iyi
gidiyordu bitter).Fakat ortada bir terslik de boy göstermişti.Bitter
çikolatanın tarifi bir şekilde yok
edilmişti.Akıllarına ilk etapta son kalan
bitter olduğu için direk Çikolata
Kadın olarak anılan şu özgüveni yüksek, ve itibarını kaybetmemek için her şeyi
yapabilecek olan çikolatanın gelmesi tesadüf değildi.
(Gerçekten Çikolata Kadın kendisi tek olsun diye diğer
bitterler bittiği anda bütün tarifleri yok etmiş olabilir miydi?Hani sırf
evrende bilinen tek bitter olabilmek için bu muhteşem tarifi, insanlıktan hor
görmüş olabilir miydi? Öyle veya değil ama eğer bunu yaptıysa unuttuğu bir şey
vardı…Çikolata üreticileri ellerinde bir örnek olduğu an bunun formülünü
çıkaramayacak kadar yeteneksiz üreticiler değillerdi ve o anda ellerindeki tek
örnek Çikolata Kadın idi.Peki bu zeki, kibirli, yüksekteki Çikolata Kadın
gerçekten bunu düşünmemiş miydi?Bir insan kendi hayatı pahasına da olsa tek
olabilmek için her şeyi yapabilir miydi?)
Akıllarına
Çikolata Kadın’ın gelmesiyle üreticiler onun kimde olduğunu araştırmaya
başladılar.Aramadıkları market, bakmadıkları
havaalanı (çünkü free shop’larda da olabilirdi), çocuk bahçeleri, anne
çantaları, viski müdavimleri, ofisler, şirketler, sokaklar kalmadı.Her yerde
kırmızı alarmlar verildi.Çöplerin içlerine bakıldı,dışları da atlanmadı.Ne
yalan söyleyeyim o zamanın koşullar tüm
hastanelere gidilip insanların mideleri bile arandı.Yok.Yok.Yok...Kolay
değildir elbette Dünya’da kalan tek şeyi bulmak ama altı üstü bir çikolataydı
hangi cehenneme gitmiş olabilirdi ki?Dünya içerisinde binlerce üretici vardı ve
bu yol uğruna hepsi savaşmaktaydı çünkü o formül herkesin çıkarı için lazımdı.
Bu süreçte bir çok üretici vazgeçti bitterin formülüne lazım olan Çikolata
Kadın’ı aramaktan çünkü her nerede saklanıyorsa emin ellerde olmalıydı ve
üreticiler bitteri üretmezlerse bu zamanla toplumda kabullenilir ve belki de unutulur
giderdi. Bu düşünceye sahip olanlar yoldan çekildi.Diğerleri pes etmedi aramaya
devam etti.Zaten bitter güçlülerin ve sertlerin yolundan vazgeçmeyeceği bir
şeydi.İşte ben buralarda bir yerlerde hikayeyi takip etmeyi bırakmak zorunda
kaldım çünkü yapmam gereken başka işler de vardı ve bitterin bulunması, kahve-viski-bitter uyumuyla hayatımı
kolaylaştıracak ve bana lezzet katacak olsa da ,
patronum işleri halletmediğimi gördüğü anda bu macera beni kurtarmayacaktı.
Ben dikkatli
olun derim, karşınıza her an bir bitter çıkabilir ve Dünya’da tek kalmış olabilir.Siz onu gözden
kaçıracak olursanız bu binlerce çikolata üreticisinin milyonlarına mal olabilir lakin
daha da önemlisi sizin tadınız kaçabilirJ
Hey durun
bir dakika…Yoksa şu..Aaa olamaz… Ya da olabilir mi? Ama onu oraya..Ben ..Yok
hayır ben koymadım.. Peki ya o nasıl? Nasıl geldi buraya? Kim koydu. .. E bir
bitter çikolata yürüyemeyeceğine göre elbet biri koydu. Tanrım neler düşünüyorum ben
öyle. Off çok güzel görünüyor…Ama yok yememeliyim.Ya o Çikolata Kadın ise?Ya
onu yersem ve bir daha bitter üretilmezse. Ne yapmalıyım şimdi? Gidip kendi
ellerimle onu teslim edip sırf formül çıkarılsın diye yok oluşunu mu
izlemeliyim o bu kadar savaşmışken hayatta kalmak için. Anlamıyorum, neden ben…Hayır yani evet , ben
hep bir bitterciydim ama neden şimdi ve neden böyle bir durumda?Keşke geri
üniversiteye dönüp vaka raporları için
kararlar veriyor olsaydım, kağıt üstünde olan, hayata mal olmayan…Ya şimdi ne
yapacağım.O orada arkası dönük benim farkımda değilken nasıl yaparım da sırtından vurup onu ele veririm?
Ya da ele
vermeyip nasıl tarifi ona anlattırırım?
Ele vermeyip ona tarifi anlattırmalıyım, işte bu! Onunla
konuşmalıyım.
1 koskocaman
yıl sonra…
Bitter seven
zeki insan Çikolata Kadın’dan o tarifi almayı başardıktan sonra bu tarifi
üreticilere satmaya karar verecekti.Her satıştan kazandığı paylarla kendine
yeni bir şirket açacaktı.Çikolata Kadın’ı himayesine alacaktı ve bitter
çikolatanın geri dönüş günü ve aynı zamanda Çikolata Kadın’a duyulan
saygının(ki bu Çikolata Kadın’ın tek istediği şeydi ve zaten bunun için
anlaşmayı kabul edecekti) bir göstergesi olarak
her yıl aynı zamanda (tarihler önemlidir bazen spesifik tarihi bilinmese
de, burada önemli olan 1730 lu yıllara dayanan çikolatanın üretilişi değil
,bitterin kısa süreli kayboluşundan sonra esrarengiz bir biçimde geri dönüşüydü ve bu tarih tam olarak 5 Ekim
1991 senesine dayanmaktaydı .
Not:Bu
tarihin, bu hikayenin yazarının doğum tarihiyle uyuşmasıyla Çikolata Kadın’ın
gerçekten hiçbir ilgisinin bulunmadığını bütün samimiyetimle belirtmek
isterim.:) ) kutlanacaktı .Hiç kimse Çikolata Kadın’ı bir gün birisinin yok
etmeye cesaret edip etmeyeceğini bilmiyordu fakat bilinen tek şey vardı ki
Çikolata Kadın değerini ispatlamıştı hem de ispatlamasına lüzum olmadığı halde
çikolata severlere ve üretenlere bu ispatı altın tepsilerde sunmuştu.Muhatap
olduğu ve saygı duyduğu en önemli
kişiyse onu bulduğu anda ele vermeyi düşünmeyip onunla birlik olmayı kabul
eden, onun değerine ve lezzetine inanan, ona güvenen bitter sever olan
karakterdi.İkisi de farklılılardı ve bu fark onları bir araya getirmişti.E daha başka ne isterlerdi ki…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder