9 Mart 2014 Pazar

Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun.

                                         


Biz kadınlar anlaşılması zor  değiliz, sadece sesimizi duymakta zorlanıyorsunuz yükseklerden . Yüksek topuklarımız, ara ara koyduğumuz duvarlarımız, inişli çıkışlı hallerimiz, e dolayısıyla  merdivenlerimiz, gepegeniş bir ufkumuz, ve mis gibi bir 6. hissimiz var.


Anlaşılması zor değiliz,sadece daha fazla yazar ve düşünür bir halimiz var.Giyeceğiniz gömleğin önce ütülenmesi gerektiğini, akşama yiyeceğiniz yemeğin sağlığınıza iyi gelip gelmeyeceğini, işyerinde yaşadığınız stresten ötürü eve gelip gergin tavırlara girebileceğinizi, özel günleri unutup bir de çekinmeden "kapitalizm yarattığı vs vs." gibi cümlelerle açığınızı kapatmaya çalışabileceğinizi, bizden önce hep kendinizi düşünebileceğinizi, ve benzeri  gibi olabilecekleri öngörüp ona göre hareket edebiliriz.

Anlarken de  zor değiliz sizi; söylediğiniz yalanın dibine kadar yalan olduğunun farkına varıp da gücümüzü kendimizden alır olduk uzun zamandır. Sesimizi içimizden duyar olduk da ondan bu sessiz görünür hallerimiz. Bağırmadan, haykırmadan, anlatacağımızı daha küçük harflerle anlatır olduk. Mutsuzluklarımız arttıkça umutlarımızı çoğalttık.Yüksekten bakıyoruz yapabileceklerimizin farkına vardık işte...

Gerçi "at-avrat-silah" deyip de at gibi avratın, silah ile vurulup öldürülebileceği hiç aklıma da gelmezdi ya  neyse...

Biz kadınların anlaşılmaz olduğunu söylersiniz, yok vallahi değiliz;sadece biraz fazla sorumluluğumuz var , çünkü size bıraksak evdeki biberden veya kafede oturup çayımıza attığımız şekerden bile sorumlu olmayı kabul etmezsiniz.

Yüksekten bakıyoruz artık size, çünkü sebeplerimiz var bizim de kendimize göre.Biz başarıya ulaştıkça siz bir basamak daha kırıyorsunuz çıktığımız yerden. Biz gülmeye başladıkça sizde umursamaz bir tavır başlıyor tezden.

Çok taraflı bir yazı oldu bu , ama inanın bana objektif olabilseydim de kurtaramazdınız bu durumu.Tamam bazen sıyrılanlarınız var aradan ama geneldeki hal işte bu.Çünkü boya badana var her seferinde hayatımızda. Yakıp yıkarız genelde hepimiz sonra yıktığımızı yeniden inşa etmeyiz.Yapı sağlam değildir oturduğumuz, çatlakların da farkındayızdır, ama aklımıza gelen tek çözüm işte yine boyadır, badanadır....
Arada şımartılıyoruz , hani derler ya 'yiğidi öldür hakkını yeme'.
Bugün bizim günümüzmüş güya...
Kollarımız karanfillerle dolu , biz en güzeline layığız mesajlarıyla amma pohpohpohpohpohpohpohlandık be....
Gelin görün ki uzaktan bakıp gördüğüm kareler hiç de sağlıklı bir makineyle çekilmiş gibi değiller.
Flu gibiler, renksiz gibiler, adeta kimsesizler...

Anlaşılması zor değiliz biz; zor zamanlardan geçerek tırmandığımız bu merdivenden kolay kolay inesimiz yok hepsi bu.Duygularımızı sizden fazla seviyoruz daha doğrusu.
Sizi gerçektensevenimiz var, sevilenimiz var, ağlayanımız, gülenimiz var.
Aşkı gerçekten yaşayıp, bulutlarla dans edip de, yaşadığını zannedip bataklıklarda kaybolanımız var.
Siz varsınız kimi zaman, onurlu ve gururlu olanınız var.
Yoksunuz kimi zaman da; ki bunlar alışıldık durumlar.

Bugün emekçi kadınların günü.
Çalışan, anlayan, ağlayan, gülen, sevinen, yaratan, doğuran, bakan, susan, bağıran, koşan ve bazen durdurulan kadınların günü.
Aşık kadınların günü, seven, sayan, değer veren...
Zarif kadınların günü, ellerini uzatıp da her koşulda yardım eden.
Kıskanç kadınların günü, siz anlamasanız da sizi paylaşmaktan nefret eden.
Kız annelerinin günü, geleceğin kadınlarını yetiştiren.
Oğlan annelerinin günü, gelinlerinin size layık olmasını isteyen.
Benim günüm,teyzemin, arkadaşımın , annemin ve annesinin günü.
Tarihi bir gün gibi;
Asırlardır anlaşılmayı ve anlatılmayı bekleyen  kadınların hikayesine bir gün daha eklenir gibi.
Yağmurlu bir gün tıpkı bir kadın gibi;duygusal, sade ve bereketli.
İşte böyle bir günde gözler yine üstümüzdeydi
Ve bir kez daha kadınlar dile geldi....