11 Haziran 2014 Çarşamba

Limon Ağaçları Var Çünkü...



Sorun ne biliyor musun? 
İnandığım şeyler benden uzaklaşırken hiç farkında olamamışım. 
Şöyle bir durup, nefes alıp, benden tabana kuvvet kaçmaya çalışan en ufak inancımı yakalama gayretinde bile bulunamamışım. 
Serbest kalmak istemişim belki, özgür olmak, yeniden başka bir şeylere inanmak. 
Olur ya, belki de o an için, sadece bir kaç saniye için inandığım her şeyin tam bir kurmaca olduğunu düşünmüşüm. 
Gitmişim, dinlemişim, inanmışım, yaşamışım ve yine kendi inançlarıma geri dönmüşüm...
--------------------------------------------------------


Hayatı paylaşmayı severim çünkü hayallerine ulaşmaya çalışırken arkasında iz bırakan bir tek ben değilim. 
Ayak izlerimizi paylaşalım isterim.
Anlamadığımızı sorup, anlayanların anladıklarını yeniden anlamlandıralım isterim.
"Mükemmel" değilim ve bunu kanıtlayacak şeyler yapmayı severim. 
Nasıl mı?
Hata yaparım, bilirsin...
Okuduğum kitaplardan birinde geçen bir konunun başlığı şu şekildeydi;
"It's better to regret what you have done than what you haven't." Paul Arden
Yani hiç bir zaman "mükemmel" olacağına inanmadığım İngilizcemle çevirecek olursam;
"Ne yaptığınız yüzünden pişman olmak, ne yapmadığınız yüzünden yaşayacağınız pişmanlıktan daha iyidir."  Paul Arden
Daha iyidir, çünkü yaptığın her hata seni daha farklı bir insan haline dönüştürür.
Olumlu veya olumsuz olabilir sonucu belki ama,
Sen daha emin olursun şekillendireceğin hayatın ve karakterinle ilgili konularda.
Hata yaparım, bilirsin...
Hem de inandığım şeyler uğruna sonuna kadar hata yapabilirim. 
Çünkü ben onlardan değilim.
Uzaktan görüp, yaşıyormuş gibi yapmaktan hoşnut olacak bir yapım yok malesef ki.
Gerçeğe ulaşmalıyım, dokunmalı, koklamalı, kendi dünyamda hissetmeliyim ki gerçekten yaşamış sayayım kendimi.
Özenti yaşamlardan sıkıldım artık. 
Kandırılmaktan ve düşüncelerimle birlikte kaldırılamamaktan da...
Farklı bir hayata sahip olmak isteyip de aynı kararları alıp duran insanlardan sıkıldım.
Yeri geliyor, bu insanlar dediğim kavram, aynada gördüğüm büyümüş de küçülmüş bir kız çocuğu veya az çok bir şeyler deneyimlemiş genç bir kadın da olabiliyor.
Hangisi işime gelirse 'o' oluyorum işte.
                                            Sorun ne biliyor musun?
Tek bir şerit yok yürüdüğüm yolda. 
Ama bomboş da değil bu yolum aksine... 
Limon ağaçları var çünkü; 
Ekşi bir yaşamın, tatlı bir simgesi gibi. 
Zeytin ağaçları var mesela; 
Barışın habercisi, ama daha çok lezzetli bir savaş gibi... 
Hayat dediğim, hayatım dediğim de tam da bu noktada bana göz kırpıyor sanki...


Sorun ne biliyor musun?
Bütün bu sorunları yaşamaktan büyük bir haz alıyormuşum gibi geliyor.

 Sahiplenmişim dünyamı, düşüncelerimi.
İnançlarımdan uzaklaşırken hiç farkına varmadığım gibi, 
Onları yeniden hayatıma sokarken de hiç farkına varmamışım.
Kendiliğinden olmuş,
Bütün gerçek şeylerin kendiliğinden olduğu,
Bütün büyülü şeylerin aslında biz farkında olmadan hayatımızda var olduğu gibi.
"Mükemmel" değiliz,
En azından ben değilim...
Ve şu ana kadar hissettiğim hiç bir duygu beni bu kadar ferahlatmamıştı.
Tıpkı bir dostumun rast gelip bizimle paylaştığı, bir kolu eksik olmasına rağmen etrafına ışık saçan bir denizyıldızının içindeki ferahlık gibi.
(Beş tane kolu vardır denizyıldızının ve kollarından herhangi birini kendini savunmak uğruna vücudundan ayırabilir. 
Çünkü bilir ki yenilenebilir...)



Sorun ne biliyor musun?
Sen elinden geldiğince ufka bakıyorsun ve bu bazılarını deli ediyor.

Sen kendini bir şekilde asimile olmaktan kurtarmaya çalışırken,
Hayallerin uğruna bir kaç tane elbiseni kesip biçip, daha sonrasında gardrobunu yenilerken,
Birileri senin üzerine hiçbir zaman oturmayacak bir elbise giydirmeye çalışıyor.
Sen hata yapıyorsun ve bununla için rahatken,
Birileri senin hatalarından kendine ders değil, pay çıkarıyor.
Sen "mükemmel" olmadığını gururla söylerken
Birileri sadece -miş gibi yapıyor.
Durum böyle olunca derin bir nefes alıp,
Yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirip,
Bu kez vazgeçmeyeceğin inançların ve karmakarışık çizgilerinle dolu yol haritanla,
Yolculuğuna devam ediyorsun....








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder