15 Ekim 2013 Salı

Fark Etmez...

O anlamaz,
Öteki bilmez,
Berikinin gerçekleri olduğu gibi anlatmaya zamanı olmaz,
Ama ne hikmetse , kendi ürettikleri iftiraları,  gerçek sanacak dereceye gelecek kadar zamanlarını harcayıp, kafalarında kurup oynatmaya üşenmeyip, ürettiklerini en yakınlarında buldukları dedikodu makinesine aktarırlar.
Yani olanları değil olmayanları olmuş sayıp, olmuş sandırırlar.
Çok acayiptir bu tip insan modeli.
"Çoh acayiptir" dersem daha etkili olabilir.<Orada bir düşünme payı katıyor 'h' ünsüzü ve 'o' ünlüsünü söylerken uzatınca, bana öyle gelir>
Boşluktan mıdır,
Kafasının boşluğundan mıdır,
Ottan mıdır böcekten midir bilinmez...
Kıskançlık vardır belki ,
Belki de geçmişten gelen bir intikamın günümüze uyarlanmış şekli; ama bana sorarsan o gemi çok fazla yürümez.
Komşudan malzeme isteyerek bir kaç günden fazla yemek çıkaramazsın ortaya çünkü.
Sen ne kadar yaratıcı olursan  ol,
Elindeki malzemeler bitti mi,
Gelir senin de yemeklerinin son kullanma tarihi.
Hikayenin başında da ortasında da sen olmalısın ki yaşadığın ,
Senin istediğin gibi devam edebilmeli kendi adına anlatacağın..
Onun, ötekinin ve berikinin yaşadıklarından kendi ağzına bal çalarak  devam edemezsin yaşantına.
Sana da bir iki çizik atılmalı
Senin de kalbin yerinden çıkmalı
Sen de aşk acısı çekmelisin,
Bir iki kadeh  içse bile ağlamalı....
Anlamayı istemlisin ki anlayabilesin.
Birilerine gülümsemeyi bilmelisin
Bilmelisin ki biri başkasına gülümsediğinde, beynin bunu yanlış kaydetmesin.
Sen hep güzelsin,
Bırak da kalbin bunu karakterine itiraf etsin...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder